26 Şubat 2021 Cuma

Merhaba

     


    Merhaba kelimesi Arapça ruhb kökünden türemiştir. Ruhb: ferahlık, yer genişliği anlamındadır, merhaba:  “genişlik, bolluk olsun” anlamına gelir.

     Bir topluluğa giren kimseye “Merhaba” demek, “Hoş geldin, yerin geniş olsun, oturun, rahat olun” demektir. 

      Selamlaşma ifadesi olan bu kelime Kuran-ı Kerimde de geçer. Ve Mevlid-i Şerif Merhaba kelimesi ile başlar.

      Merhaba derken aslında samimiyet göstergesi olan bir ifade kullandigimizin farkında bile değilizdir. Merhaba kelimesinin kültürümüzde ayrı bir yeri vardır. 

      "Merhabayı kesmek” yakınlığı ve dostluğu kesmek manasında kullanılır.

  Kelimenin anlam derinligini de öğrendiğimize göre hayata daha fazla Merhaba diyerek bolluk ve ferahlıkla karşılayabiliriz.

Aşk

   


      Kulağa çok hoş gelen bir kelime olan "aşk" bize neler söylüyor bakalım. Aşk kelimesi Farsçada işk/işka kelimesinden türemiştir. Bu kelime zamanla Arapçaya "aşeka" olarak geçmiştir. Bir sarmaşık ismi olan "aşeka":sarmak, sarmaşmak, sıkıca sarılmak anlamına geliyor.

      Fakat bu sarmaşıklar, kuşattığı ağacın tüm besinine, suyuna, hayatına ortak oluyor.
Bir süre sonra ağaç, hem kendini hem de sarmaşığı beslemekte zorlanıyor ve ölüyor. Sarmaşığın sarmaladığı ağacın suyunu emmesi, onu soldurması ve kurutması gibi aşırı sevginin de insani sarartıp soldurduğu düşünülerek bu duyguya aşk denmiştir.

      Kökenine indiğimizde kulağa hoş geldiği kadar anlamı biraz ürkütücü geliyor. Ama her şeyin fazlası zarar degil midir zaten? Her zaman tefrit ve ifrattan sakınıp vasat seviyede tutmak gerekir ilgiyi ve sevgiyi.

Hamile

     


     Arapça hml kökünden gelen hamil kelimesi taşıyan, yüklü anlamına gelmektedir. "Hamile" kelimesi bu kökten türemiştir ve karnında yavru bulunan dişi anlamına gelir.


      Bu kökten türeyen bir diğer kelime de hamal kelimesidir. "Hamal" : ücretle yük taşıyan kimse anlamına gelir.  

      Iki kelimenin birbiri ile ilişkisi düşünüldüğünde annelerimizin hakkının kolay kolay ödeyemeyeceğini bir kez daha anlayabiliriz. Çünkü onlar bizleri aylarca hamal gibi taşırlar ve hiç bir karşılık beklemeden. 

Turkuaz

       


      

      Turquoise kelimesi aslında Fransızcadan dilimize geçmis bir kelimedir. Fakat kelimenin kökeni hakkında bazı farklı görüşler vardır.


      Yaygın olan ilk görüşe göre bu kelime Türk kelimesinden türemiştir. Fransızlar Akdeniz sahillerinin renginden etkilenerek turquoise: Türk mavisi anlamına gelen bu kelimeyi kullanmışlardır.

      Bir diğer görüş ise Fransa'ya giden firuze taşını Türk taşı ismi verilerek bu anlamda kullanılmıştır.

Her iki şekilde de bu kelime Türk anlamına gelir. Günümüzde de turkuaz rengi çokça sevilen bir renktir. Umudun ve ferahlığın rengidir turkuaz.

O zaman Haydar Ergülen'in güzel bir şiiri çınlasın kulaklarımızda.

Mavi konuşalım, mavi yazalım
Mektuplar zarfa girer girmez mavi
Söz mavi olsun ağızdan çıkar çıkmaz
İki ayrılık arasındaki yol mavi
Göz göze gelince mavi olsun yakınlığı kızla oğlanın
Mavi bir anı gibi ışıklar içinde zaman

Sebze

     


      Sebz kelimesi Farsça kökenlidir. Bu kelime renk olan "yeşil" anlamına gelir. Bizim sebze olarak kullandığımız kelime sebzden türemiştir.


      Sebze ise kök, sap, yaprak ve çiçeklerinden çeşitli yemekler yapılan veya çiğ olarak yenen yeşil bitki ve otlara verilen ortak addır. 

      Farsçada sadece renk olarak kullanılan bu kelime bizde yeşil bitkilerle birlikte bazı yeşil olmayan sebzeleri de karşılayan bir kelime olmuştur.

25 Şubat 2021 Perşembe

Bekçi


       Bu kelime Eski Türkçe kökenlidir ve berk:sağlam kelimesinden türemiştir. Zamanla bek kelimesine dönüşmüştür. Beklemek ise Eski Türkçe de korumak, muhafaza etmek anlamına gelmektedir. Bu nedenledir ki günümüzde kullanılan bekçi kelimesi bekleyen ve muhafaza eden anlamlarına gelmektedir.

      Birinin yolunu beklemek aslına umudu muhafaza etmek değil midir? Insanın sevdiğini beklemesi içindeki sevgiyi korumasıdır bir bakıma.

Ve Cemal Süreyya der ki;

"Merdivenlerin oraya koşuyorum

Beklemek gövde  kazanması zamanın"



      

Bendeniz

       


      "Bendeniz" kelimesi Farsça köle anlamına gelen  bende ile  Türkçe  şahıs eki olan -niz ekinin birleşiminden oluşur. 

     Doğu toplumlarında bende, kurban, köle  kelimeleri çokça kullanılır. Insanlar hiç tanımadıkları insanlara "Bendeniz emrinizdeyim.", "Kurban olurum.", "Kulun kölenim.", "Emrine amadeyim." gibi örneklerini çoğaltabileceğimiz cümleleri çokça kullanırlar. Daha çok saygı ve sevgi göstergesi olarak kullanılan bu kelime bize kültürün kelimeler üzerindeki önemli etkisini gösterir. 


Misafir

     


     Sefer kelimesinden türeyen Arapça bir kelimedir. Misafir:yolcu anlamına gelmektedir. Fakat biz yolcu anlamıyla değil de "bir kişiyi ziyaret etme, konuk" anlamında kullanıyoruz. 

      Farsçada yine bu kökten türemiş misafurat kerden fiili vardır. Yolculuk yapmak anlamına gelir.

     Aslında bu dünyaya misafir olarak geldiğimizi sadece seyahat eden yolcular olduğumuzu düşündürten bir kelime. Cahit Zarifoğlu bir şiirinde çok güzel özetler bu misafirliğimizi.

          Burası dünya

          Ne çok kıymetlenirdik

          Oysa bir tarla idi

          Ekip biçip gidecektik

     

Banal

     


     Çoğunlukla  "banel" olarak kullandığımız ama tam anlamını kestiremedigimiz kökeninin Fransızca veya Ingilizce olduğu net olmayan bir kelimedir.

Bedava

     


      Kulağa çok cazip gelen kelimelerden bir tanesi olsa gerek  "bedava" kelimesi. Vitrinlerde, pazarlarda neredeyse her yerde  "Bir alana bir bedava" yazısı görürüz. Her ne kadar o işin arka planda öyle olmadığını bilsek bile. Hatta dilimizde bu kelimeyle ilgili birçok deyim ve atasözü vardır. "Bedava sirke baldan tatlıdır." bunlardan sadece bir tanesi.

      Bu kelime bad(Farsça): rüzgâr, yel ve averden(Farsça):getirmek anlamına gelen iki kelimenin birleşiminden oluşur. 

      Yel getirdi anlamına gelen "bedava" kelimesi dilimize yerleşmiş ve anlamı tarafımızca neredeyse hiç düşünülmemiştir.  Farsçadan dilimize geçmis ve çok sık kullanılan bir kelimedir.

      Bu kelimeden bahsetmişken  Orhan Veli Kanık'ın bu şiirini yâd etmemek de olmaz tabi.  

Bedava

Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava
Bize bedava sunulan bu hayatı gönlümüzce yaşamamız temennisiyle.❤


Pan-cake

     


    Gündelik hayatımızda sürekli kullandığımız çoğu kelimenin anlamı üzerine çoğu zaman kafa yormayız. Kelimenin kökeni, anlamı ve dilimize nerden geçtiğini sorgulamayız. 

      Aslinda kelimeler dilin hazinesidir. Bu hazinenin kıymeti paha biçilemez.  Bir kez içine girdiğimizde daha fazla öğrenme isteği uyandırır kelime dünyası. 

      Türkçemize yabancı dillerden gecmis pek çok kelime vardır. Bu dilimizin aslında zenginliğini gösterir. Çünkü farklı dillerden kendi hazinesine kelime katan tek dil Türkçe değildir. Aksine Ingilizce gibi evrensel bir dil diger dillerden kendi hazinesine aldığı kelimeleri o kadar benimser ki zamanla o dile mâl olur. 

     Gelin birlikte  "pan-kek"kelimesi üzerine biraz düşünelim. Pan(Ing) : tava anlamına gelir, cake(İng): kek demektir. Kahvaltılarımızın vazgeçilmezi olan pankek meğer ki tava keki anlamına geliyormuş. Ve bizler bu kelimeyi sık sık kullansak da anlamını bilmiyormuşuz. 

      

Alkış

              Alkışlamak sürekli yaptığımız bir eylem olsa da çoğumuz kelimenin kökeni hakkında kafa yormamış olabiliriz. Eski Türkçe bir ke...