7 Mart 2021 Pazar

Kadın

 


     Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü o zaman gelin bugün birlikte "kadın" kelimesini inceleyip biraz da kadının toplumdaki yerine göz atalım.

      Eski Türkçe bir kelime olan kadın kelimesi "katun" sözcüğünden gelir. t>d değişimiyle kadın ;k>h değişimiyle de "hatun" kelimesine dönüşmüştür. Yani katun>kadın, katun>hatun olmuştur. Ikisi de günümüzde kullanılmaktadır.

      Peki şimdi de tarih içindeki kadının toplumdaki yerine bir göz atalım birlikte. İslamda kadın erkek ayrımının olmadığını ve insan olarak herkesin eşit yaratıldığını biliyoruz hem Kuran-ı Kerimde, hem de hadislerden öğreniyoruz. Peygamber efendimiz bir hadisinde şöyle buyurur: "Kadınlar erkeklerin, diğer yarısıdır." Ve peygamber efendimizin sadece iki eli öptüğünü biliyoruz. Biri kadın, diğeri işçi.
      İslamiyetin Türk toplumunda kabulünden sonra ise kadınlar otağın asıl sahibi olarak görülmüştür. Kadının erkeğe bir armağan olduğu kabul edilmiştir. Türk anlatılarında erkek kahramanı çoğu zaman yönlendiren, yol gösteren de yine kadın olmuştur. Anadolu sahasındaki kadının yerini Hacı Bektaşı Veli bir dörtlükle çok güzel anlatır.

Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakk'ın yarattiğı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda erkek kadın farkı yok
Eksiklik noksanlık senin görüşlerinde

     Peki tarih boyunca bu kadar özel bir konuma sahip iken kadın ne oluyor da günümüzde aşağılanmanın, hor görülmenin odak noktası oluyor. Kadın hakları diye bir kanun neden çıkıyor? Kadın Sığınma evleri neden açılıyor? Kadın dernekleri neden kuruluyor? Ne oluyor da namus denince akla kadın geliyor. Tecavüz edilince açık giyindi deniliyor. Yalniz otobüse binince gecenin bir vakti dışarıda ne işi vardı deniliyor. Saçı uzun aklı kısa yaftası yapıştırılıyor. Ve daha niceleri.

      Neler olduğunu biz bile anlayamıyoruz çoğu zaman. Nasıl oldu da toplumumuz bu duruma geldi aklımız almıyor. Kadın, toplumun yapı taşıdır, yuvayı yuva yapan, aileyi bir arada tutan, başarılı bir doktor, merhametli bir öğretmen, ayakları yere sağlam basan idealist bir milletvekili, vali, kaymakam, ev hanımı ve daha nicesi olan bir bireydir.Bir bireyin haklarını elinden almak onun kul hakkına girmektir. Her birey gibi kadında özgürce yaşama, okuma, çalışma, gezme, eğlenme hakkına sahiptir. 
      Gelin elele verelim bu dünyayı her canlı için  yaşanılabilir kılalım ayrım gözetmeden.

      Güzel günler görmek temennisiyle❣

Cemre

 


     Havalar yavaş yavaş ısındığına göre bizde içimizi ısıtan bir kelimeyi inceleyelim birlikte. Baharın gelişini müjdeleyen cemre kelimesi Arapça bir kelimedir ve ateş halindeki kömür, kor anlamına gelir. Şubat sonunda ve Mart ayının başında sırasıyla havaya, suya ve toprağa düşerek sıcaklığın yükselmesine sebep olduğu kabul edilir. 

     Cemrenin düşmesiyle ilgili her toplumda farklı bir inanç vardır. Eski Türklerde cemrenin gökyüzünde yaşayan yakışıklı bir delikanlı olduğu düşünülürmüş. Bu delikanlının adı Cemre imiş ve bir gün dünyayı merak edip dünyaya yaklaşınca havaya düşmüş bu sırada gördüğü bir kıza aşık olmuş. Kıza yaklaşmak isterken suya düşmüş, suda yıkanıp temizlenince karada aşık olduğu kıza kavuşmuş. Yakışıklı delikanlı ve güzel kız arasındaki bu aşk, yeryüzüne bereket ve sıcaklık getirmiş.

     Cemrenin sadece bahar aylarında havaya değil insanların gönlüne de düştüğünü, aşkın tohumlarını serptigini biliyoruz. Ne güzel anlatır Mevlana:

Sen ruhuma cemre diye damlamadıktan sonra ben bu bedende neyleyim. Aşk da sen, hasret de sen, ben de sen. Mevlana

6 Mart 2021 Cumartesi

Lades

     


      Hepimiz çocukken muhakkak lades oyununu oynamış ve belki yenmiş belki de yenilmışizdir. Ama bu oyunu oynarken çok eğlenmiş ve geride güzel anılar bırakmışızdır. Peki bu oyunun adı nerden geliyor birde ona bakalım. Aklımda kelimesiyle sürdürülen bu oyunun ismi Farsçadan geliyor. Bu kelimenin aslı "yâd-est" dir. Yâd Farsçada hatırlamak demektir. Yâd-est ise hatırımda, aklımda anlamına geliyor. Zamanla bu kelime lades şeklinde kullanılmaya başlanmıştır.

      Belki de daha küçükken hayatın similasyonu diyebileceğimiz bu oyunu oynayarak hazırlandık hayata.  Behçet Necatigil güzel bir şiirle anlatır bu oyunu.

       Hep hatırlamak ve hatırlanmak dileğiyle.🤍

         Uzayacağa benzer,
         Tutuştuğumuz lades.

          İşi gücü bırakıp,
          Mezarlığa nazır,
          Bir eve taşındım.

          Ölüm;
          Sen beni aldatamazsın.
          Aklımda...

5 Mart 2021 Cuma

Karantina

     


      "Karantina" son zamanların favori kelimesi olup hayatımıza aniden girmiştir. "Karantina" kelimesinin anlamı çok ilginçtir.Aslında bu kelimenin bir hikâyesi vardır. Fransızca kırk anlamına gelen "quarante" kelimesi eskiden vebalı gemilerin kıyıya yanaşmadan önce kırk gün beklemesinden türemiş bir kelimedir. Bu sürede hastalanmazlarsa, sağlıklı olduklarına karar verilip şehre alınmış ve bu sürenin 40 gün olmasına karar verilmiş. Fransızca kırk anlamındaki sözcükten karantina denmiştir bu duruma. Yüzyıllar öncesinde kullanılan bu kelime ilk olarak 14. yüzyılda kullanılmıştır.14. yüzyılda Avrasya, Avrupa ve Kuzey Avrupa’da yaklaşık 200 milyon kişinin ölümüne neden olan Kara Ölüm’den  kıyı kentlerini korumak için, Venedik'te enfekte limanlardan gelen gemilerin inişten önce 40 gün boyunca (quaranta giorni) demir atması gerekiyordu. Böylelikle, 40 günlük demir atma anlamına gelen “quaranta giorni” ifadesi, karantina olarak tek kelimede birleşerek kullanılmıştır. 

     Bununla birlikte, Ragusa Cumhuriyeti’nde   büyükşehir belediyesi, 1377 yılında pandeminin önlenmesi için enfekte bölgelerden gelen tüm gemilerin ve ticari karavanların karantinaya alınmasını zorunlu kılan ve tarihte çığır açan bir yasa çıkarmıstır. Otuz günlük izolasyon şartı uygulanması. 1377'de Yüksek Konsey "Terentino" (Latince, otuz) yasasını oluşturmuştur.  

      Ihtiyaç doğrultusunda bu kelime günümüzde de kullanılmaya başlanmış. Covid-19'un yayılmasıyla ilk başta 14 günlük bir soyutlanma süreci, sonradan 10 günlük bir süreç için kullanılmıştır.
      
       

4 Mart 2021 Perşembe

Arkadaş

 


      Çok özel bir anlama sahip olan "arkadaş" kelimesini duyduğumuzda hemen özel kişileri anımsarız. Küçüklüğümüzden beri en iyi arkadaş resimleri yapar, en iyi arkadaş şiirleri yazarız.  Bazen en iyisi zannettiklerimiz bizi yanıltsa da arkadaş bulmaktan asla vazgeçmeyiz. Peki o zaman bakalım ne anlama geliyormuş bu özel kelimemiz.

      Eski Türkçe bir kelime olan arkadaş kelimesi  iki kelimenin birleşiminden oluşur aslında. Arka ve taş kelimelerinin bir araya gelmesinden türemiştir. Tabi zamanla t>d ye dönüşerek günümüzdeki haliyle arkadaş şeklinde kullanılmıştır.Aslında ne saçma ya diyesi geliyor insanın ama gayet mantıklı bir açıklaması da var. 

      Eskiden atalarımız savaşırken (ki hala öyle olduğunu düşünüyorum ) arkalarını bir ağaca veya bir taşa dayandırırlardı güvende hissedebilmek için. Bu her zaman bir ağaç veya taş olmamış yeri geldiğinde  bir arkadaş olmuştur. Böylece arkadaki taş anlamında arkadaş kelimesini kullanmışız.

      Eee şimdi de arkadaş bizim için her şekilde arkamızda olan değil midir? Başımız her sıkıştığında aradığımız, her mutluluğumuzu paylaştığımız sırtımızı güvenle dayadığımız kişi değil midir?

      Tabi ki öyledir. Arkadaşın kendisi de anlamı da çok özeldir. Arkadaşlık duygusunu anlatan sayısızca şiir ve şarkı vardır. Hadi o zaman ilk akla gelen şarkımızı arkadaşımızla kol kola söyleyelim. 

     Güzel arkadaşlıklar edinmek dileğiyle.❤


      Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş

      Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş

      Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş

      Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş

Alkış

              Alkışlamak sürekli yaptığımız bir eylem olsa da çoğumuz kelimenin kökeni hakkında kafa yormamış olabiliriz. Eski Türkçe bir ke...